Coğrafyamız kadar Türkiye'nin içi de rahat değil ve sürekli sorunlarla boğuşuyor. Son bir ayda siyasetteki normalleşme çabaları toplumu biraz olsun umutlandırdı ama devam edip etmeyeceğinden kimse emin değil. Çünkü o kadar çok uçlara savrulan siyasi duruş var ki, birinin ak dediğine diğeri kara diyor ve ortak bir nokta zor görünüyor.
Türkiye'nin son 10 yılda yaşadığı kuşatmalara bakın. Bırakın marjinal partileri, Türkiye'nin merkezinde yer alan AK Parti ve CHP'nin uzun zamandır ortaklaştıkları tek bir konu yok.
Silahın, terörün devreden çıkması için başlatılan Çözüm Süreci'nden Gezi'ye onlarca böyle örnek sayılabilir. Destansı bir direnişle püskürtülen 15 Temmuz işgal ve darbe girişimini bile CHP "kontrollü darbe" diye itibarsızlaştıran bir siyaset izledi.
Aynı yaklaşım büyük sınamaların yaşandığı dış politikada da görüldü.
Kılıçdaroğlu dönemi CHP'si işi öyle abarttı ki, bir terör örgütü olan FETÖ'yle ittifak yapmayı da PKK ile DEM Parti ilişkisini de makulleştirdi.
İşte önceki gün mahkeme kararı açıklanan Kobani meselesine bakış tam da bu siyasi yaklaşımın bir ürünü. Bir taraf "demokratik eylem" diyor, öteki taraf kanlı bir kalkışma...
Peki gerçek ne?
Gelin o günleri kısaca hatırlayalım... Kobani aslında küresel bir projeydi ve ABD'nin yeni bölge politikasının bir dayatmasıydı. O günlerde ABD'nin aparatı DEAŞ'ın Kobani'ye saldırmasının bir tuzak olduğunu ısrarla yazanlardan biriydim. Ama ne yazık ki bu gerçeği CHP görmedi, görmek istemedi. Rojava'da "kanton devrimi" hayali kuran "sosyalist" PKK ve HDP ise zaten ABD'nin gönüllü "kaos" taşıyıcısı olmaya hazırdı. 6-8 Ekim 2014'teki kanlı kalkışmanın çağrısını yapan da bizzat terör baronu Murat Karayılan'dı:
"Gençleri, kadınları, 7'den 70'e herkesi Kobani'ye sahip çıkmaya, onurumuzu, namusumuzu korumaya, metropolleri işgal etmeye çağırıyoruz."
Selahattin Demirtaş'ın eşbaşkanı olduğu HDP yönetimi de verilen bu işaret fişeğinin gereğini yerine getirmek için hemen harekete geçiyor ve halkı sokağa çağırıyordu.
Bir anda Diyarbakır'dan Ağrı'ya onlarca şehir cehenneme döndü ve sokaklar yakılıp yıkıldı. Nasıl "demokratik" çağrıysa iki gün içinde 40'a yakın insan öldürüldü. Hatta 17 yaşındaki Yasin Börü vahşice katledildi.
Bu çağrıların hiçbir yerinde "demokratiklik" yoktu. Bizzat Öcalan'ın deyimleriyle PKK ve HDP elbirliğiyle "darbe dinamiği"ni harekete geçirmek, FETÖ'nün daha doğrusu ABD'nin önünü açmak istedi. Kobani de ABDPKK işbirliğinin bahanesi oldu.
Sahi, DEAŞ denilen ABD aparatı neden Şam'a değil de önce Erbil'e, sonra da o güne kadar adı sanı duyulmayan Kobani'ye yöneldi?
Sevgili Orhan Miroğlu, "Yeni Yüzyıl, Bağımsızlık ve Kürtler" kitabında "Kobani, Kudüs gibi bir şehir değildi elbette" diyor ve ekliyordu:
"Ama Kobani siyasi gündemi öyle bir kilitledi ki, bunun sebepleri üzerinde düşünmek, Türkiye'de çözüm sürecine vurulmak istenen kilidin açılması bakımından son derece önemliydi."
Olmadı tabii, tam tersi büyük yalanlarla süreç öyle kirletildi ki, şimdi geriye dönüp bakınca birileri bilinçli bir biçimde o yalanları, katliamları, şehirlerin yakılıp yıkılmasını, Yasin Börü'yü değil de çağrı yapan siyasetçilerin mağduriyetini hatırlıyor. Bundan daha utanç verici bir şey olamaz. Eğer CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yeni bir siyasi yolculuğa çıkıp sahici bir normalleşme istiyorsa işe önce Kobani ve benzeri yaralardan başlamalı ve onlarla yüzleşmeli.
***
19 MAYIS FESTİVALİ
Yarın 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı... Bu bayram genelde statlarda veya resmi tören yerlerinde kutlanıyor. Bu kez Gençlik ve Spor Bakanlığı işi biraz farklılaştırıyor, 81 il meydanına yayıyor ve "hareketlilik yılı" diyerek etkinlikleri çeşitlendiriyor. Bir anlamda 19 Mayıs'ı bürokratik havadan çıkarıp yeni içeriklerle zenginleştiriyor. Neler yok ki...
Mini golf, masa tenisi, dart, bilek güreşi, curling, penaltı alanı, 3x3 basketbol, okçuluk, bisiklet, badminton, şişme oyun parkurları, oryantiring gibi sporlar etkinlikleri şehir meydanlarında gençlerle buluşacak. Sadece gençler değil dileyen herkes bu spor etkinliklerine dâhil olabilecek.
Anlayacağınız meydanlar herkesin ilgisini çekecek çeşitli spor etkinlikleri ve gençlik ateşiyle coşacak.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Mahmut Övür | Kobani'yi seçen akıl